Görümcemin kocası çok iyi

Sosya medyada paylaş:

Kocamın kızkardeşi Hatice, babalarının vefatından birkaç ay sonra kocamı arayıp, “Abi miras işlerini halledelim, bak bizim paraya ihtiyacımız var!” diye tutturdu. Kocam da bana konsolosluktan vekalet verip,

“Sen git hallet, benim vaktim yok!” deyip beni Türkiye’ye yolladı. Görümcem Hatice ve kocası Halit beni havaalanından alıp evlerine götürdüler. Onlarla hep iyi anlaşırdık, yaşlarımız da birbirine yakın olduğundan aynı şeylerle ilgilenirdik. Evlerine gidince duş aldım, hep birlikte akşam yemeğini yedik. Sohbet muhabbet derken vakit gece yarısı olmuştu. Onların çocukları alt katta, biz üst katta yatacaktık. Ben bana verilen odaya geçip yattım.

Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama, bir inilti ile uyandım. Yan odada görümcem kocası ile sikişiyorlardı. Duvarlar o kadar ince ki, sanki yanımda sikişiyorlar, bütün seslerini net bir şekilde duyuyordum. Sikişleri bitmek bilmiyordu.

Bitirseler de uyusam diye düşünürken elimi amımda buldum. Canım çekmişti, onlar yan tarafta sikişirken ben de kendi kendimi tatmin edip rahatladım. Ama onların sikişi daha bitmemişti. İçime şeytan girdi, gidip anahtar deliğinden onları seyredecektim.

Yavaşça yataktan çıkıp, ayak parmaklarımın ucuna basarak yan odanın kapısına kadar geldim. Kapı tam kapalı değildi, dışarıdan gelen ay ışığı içerisini gündüz gibi aydınlatmıştı, yatak odasındaki dolabın aynasından her şey rahat görünüyordu.

Heyecanlanmıştım. Canlı porno seyrediyordum sanki… Yatakta birbirine saldıran çıplak vücutlar öyle iştah açıcı, öyle güzel görünüyorlardı ki… Yarım saatten beri sikişmelerine rağmen Halit daha boşalmamıştı. Oysa benim kocam en fazla beş dakika siker boşalırdı. Eğer yorgun değilse ikinci postayı siker, o da en fazla on onbeş dakika sürerdi…
Halit üstünde oturup kalkan Hatice’yi içinden çıkmadan döndürüp yatağa sırt üstü yatırmış, bacaklarının arasına girmiş vaziyette sikiyordu. Sikini Hatice’nin amından çıkartıp birkaç kez klitorisine, am dudaklarının arasına sürdü. Cop gibi belinden tutup kadının amını sikiyle tokatlayıp bağırttı, sonra tekrar içine soktu.

Sikini tam anlamıyla görememiştim, ama görebildiğim kadarıyla bayağı büyük ve kalındı. Yaklaşık on dakika daha siktikten sonra Hatice yalvarmaya başladı,

“Hadi koçum bitir artık!” diye yalvarıyordu. Halit,

“Tamam orospu, geliyorum!” deyip hızlandı. Bir süre daha gidip geldikten sonra içinden çıkardığı sikini Hatice’nin ağzına verdi. Şimdi büyüklüğünü daha net görüyordum. Rahat 25 santime yakın bir siki vardı. Kocamınkinin neredeyse iki katı ve daha kalındı.

Tamam, ilk olarak yabancı sik görmüyordum, ama bu kadar büyüğünü pornolar hariç, canlı olarak hiç görmemiştim. Halit Hatice’nin ağzına boşaldığında ben de yavaşça odama geri döndüm, ses olmasın diye kapıyı aralık bıraktım, tam kapatmadım. Gece rüyalarımda Halit’in kol gibi sikiyle uğraştım durdum sürekli…

Sabah banyodan gelen su sesleri, görümcemin yan taraftan gelen konuşması ile uyandım. Kocasına,

“Gürültü yapma, yengem yoldan geldi uyanmasın, git aşağıda TV izle ama sesini çok açma!” diyordu.

Üzerimdeki battaniye ayaklarıma kaymıştı gece uyurken… Neden yaptım bilmiyorum ama, battaniyeyi çekip örtünmek yerine, geceliğimi belime kadar çekip götümü geceden aralık kalan oda kapısına çevirdim. Zaten donsuz yattığımdan amımı götümü sergilemiştim.

Gece misafir var demeden sikişen azgınların nasıl davranacaklarını merak ediyordum. Koridorda Halit’in ayak seslerini duyuyordum, benim kapımın önüne gelince ses durdu, demek ki beni seyrediyordu. Heyecandan titriyordum. Gece karısının amında gidip gelen adamın kol gibi siki gözümün önünden gitmiyordu.

Çıplak götümü seyreden Halit’in koca siki beni görünce kalkmış mıdır, götümü beğendi mi, canı beni de sikmek istiyor mu acaba diye sorular kafamın içinde dönüp duruyordu. Hatice yatak odasından çıkıp koridora gelince Halit aşağıya indi. Hatice yataklarını toplayıp duş aldı, kahvaltıyı hazırlayıp beni kaldırmaya geldi.

“Yenge kalk ta kahvaltı yapalım, bugün resmi daireler kapalı, nasıl olsa bir işlem olmaz, Halit bizi pikniğe götürecek!” dedi.

Kalkıp duş aldım ve kahvaltıya indim. Hava sıcak olduğundan rahat bir elbise giydim. Memelerim sütyene ihtiyaç duymayacak kadar dik ve diriydi. Altıma da bir şey giymedim, zaten külot giymesini sevmem.
Kahvaltıdan sonra komşuları ve birkaç aile dostları ile deniz kenarında bir yere gittik. Çocuklar gelmemişti. Adamların kimi ağaç gölgesinde yatıyor, kimi balık tutuyordu. Kadınlar da yiyecekleri hazırlıyordu. Bir ara Hatice’yi biraz ileride erkeklerden biriyle bakışıp frikik verirken gördüm.

Diğerleri görmediğinden rahat hareket ediyor, resmen bilinçli yapıyordu. Oturup kalkarken eteğini fark edilmeyecek şekilde bacaklarından yukarıya sıyırıyor, adama amını gösteriyordu. Adam çekingenliği bırakmış, gözlerini Hatice’nin eteğinin altındaki hazinelere dikmişti.

Benim baktığımı görünce hiç umursamadan eteğini düzeltti. Umursamaz hareketlerle yanıma geldi. Gülerek,

“Kolay gelsin!” dedim. Anlamamış gibi,

“Ne kolay gelsin?” dedi.

“Yaa anlamazdan gelme, adama amını gösterdin, gördüm!” diyerek üsteledim. İnkar etmesi beni sinirlendirmişti. O ise gayet rahattı,

“Ne olmuş ki, gösterince amım eksilmez ya! Sen sabahtan kocama gösterdin, eksildi mi?” Şaşırdım önce… Sabah hiçbir şey söylememişti oysa… Fark etmediğini zannetmiştim bir şey söylemeyince…

“Nasıl yani? Ben… Uyuyordum, açılmışım…” falan diye kekeledim.

“Ben erken saatte odanın önünden geçerken uyuyordun, üstün örtülüydü. Sonra kocam geçerken açtın! Bunu bilinçli yaptın, bilmiyorum mu sandın?” deyip boynuma sarıldı Hatice, ekledi, “Korkma yenge, abime söylemem. İstediğine göster, ya da ne istersen onu yap!” dedi ve güldü. Şaşırıp kalmıştım. Kocasına çıplak götümü gösterdiğimi biliyor ve umursamıyordu bile… Ne azgın kadındı bu böyle…
Piknikte akşam üstüne kadar yenilip içildi eğlenildi. Akşam eve dönme zamanı geldiğinde erkekler içkili olduğundan arabaları kadınlar kullandı. Eve geldiğimizde Hatice’nin çocukları bir not bırakıp babaannesine gitmişler. Biz de üstümüzü değiştirip, rakı sofrası kurduk.

Halit oturuyor, biz iki kadın hizmet ediyorduk. Mutfaktan meze, rakı falan getirip masayı hazırlarken gözü sürekli benim üzerimde dolaşıyordu adamın… Masa hazırlandı. Oturduk içmeye ve sohbete başladık. Havadan sudan konuşurken Hatice lafı pikniğe getirdi. Kocasına,

“İsmail benim için bir şey dedi mi?” diye sordu. Kocası da,

“Göstere göstere adamı bitirmişsin valla karıcım! Ağzının suları akıyordu.” deyip güldü. Hatice de,

“Ne yapayım onlar başladı. Karısı, Sevim sana gösterince ben de açtım, İsmail’e gösterdim!” dedi, gülüştüler. Ellerindeki rakı kadehlerini tokuşturup beni de kadeh kaldırmaya zorladılar. Hatice rakısını yudumladıktan sonra,

“Yengem de görmüş ben İsmail’e gösterirken, kolay gelsin dedi hatta..” diyerek güldü. Ağzım açık kalmıştı. Ne kadar rahat insanlardı bunlar böyle… Ne birbirlerinden çekiniyorlardı, ne de yanlarında benim olmam engelliyordu onları… Kocası elini cebine sokup bir string külot çıkardı, Hatice’ye gösterip,

“Bak bu külot Sevim’in. Sen piknikten sonra bulaşıkları yıkarken cebime soktu!” dedi.

“Eh, bir pundunu bulup külodun içindeki amcığa da sen sokarsın kocacım.. Madem Sevim kuyruk sallamış sana, ifadesini alıver bari…” dedi karısı… Halit bana bakıp elindeki külodu koklayıp bana doğru uzattı,

“Sen de böyle şeyler giyer misin Gül?” diye sordu. Ben bir yandan onların rahat tavırları, bir yandan iki kadeh rakının etkisiyle iyice gevşemiştim. Eteklerimi kaldırıp,

“Ben öyle şey kullanmıyorum. böyle külotsuz gezmeyi daha çok seviyorum!” diye amımı gösterdim…
İçtiğimiz için hepimiz rahatlamış, dilimiz çözülmüş, rahat konuşuyorduk. Ben Halit’e merak ettiğim, beynimin içini kurcalayan soruyu sordum o rahatlıkla,

“Karın başkalarına amını gösteriyor, ya kalkıp kendini siktirirse? Hiç çekinmiyor musun böyle bir şeyden?” dedim. Halit gülerek,

“Benim siktiğim kadın kolay kolay başka yarak altına yatmaz, yoksa hayal kırıklığına uğrar!” dedi.

“Yaaa? Sikine çok mu güveniyorsun?” dedim.

Halit önce Hatice’ye bakıp sonra bana,

“İstersen deneyelim, bak gör, kendin karar ver!” dedi. Hatice’ye sorar gibi baktım, o da,

“Bana uyar! Problem yok yenge… Canın ne istiyorsa yapabilirsin. Kocamın siki herkese yeter…” dedi. Daha ben bir şey demeden Halit kalktı. Pantolonun önünden sikini çıkartıverdi. Konuşmaların etkisiyle azmıştı herhalde, gece gördüğüm canavar uyanmış, bu kez yarı sert, burnumun dibinde duruyordu.

Bana yaklaştı, sikini tutup ağzıma soktu. Sikinin anca başını ağzıma alabiliyordum, sikini iki elimle kavrayıp oral yapmaya başladım. Sikinin tam olarak kalkması, taş gibi olması uzun sürmedi…

Eteğimi yukarı kaldırıp önüme diz çöktü ve zaten külotsuz olan kızışmış amımı yalamaya başladı. Hatice karşımızda oturmuş, hem bizi seyrediyor, hem de amıyla oynuyordu. Halit amımı öyle güzel yalıyordu ki, gelmem uzun sürmedi. Kasıla kasıla boşaldım. Sonra Halit bir çırpıda soyundu, çırılçıplak yere uzanıp havaya dikilen kazığı işaret etti bana,

“Gel üzerine otur!” dedi. Kalkıp eteğimi belime sıvadım. Az önceki boşalmam nedeniyle içinden sıvılar akan amımı nişanlayıp o devasa sikin üzerine oturmaya başladım, içime giren her santimi hissediyordum. Yarağı içimi doldurmuştu, bacaklarım titriyordu. Kalın yarak amımı geriyor, bacaklarımı ayırabildiğim kadar ayırmama rağmen giriş çıkış zorluyordu.

Sonunda benim rahat hareket edemediğimi gören Halit, beni sırtüstü yatırıp bacak omuza yaptı. Kendi işini kendi görecekti. Amıma seri şekilde sokup çıkarmaya başladı. Bir süre sonra ıslaklığı artan amımda rahatça gidip gelebiliyordu. Bense altında kıvranıp duruyor, altımdaki halıyı tırnaklarımla yoluyordum zevkten…

Daha sonra üzerimden kalktı. Kol gibi sikini amımdan çıkardı. Hayal kırıklığıyla bacaklarım açık yatıyordum öylece… Halit gözlerimdeki sorguyu ve hayal kırıklığı ifademi görünce güldü.

“Baksana Hatice, yengen nasıl bakıyor sikime… Öksüz çocuk gibi aynı…” dedi. Bana döndü, sikini göstererek, “Korkma yavrum… Seni defalarca boşaltmadan bırakmam, merak etme sen… Seni yarak yemeye doyurucam bugün…”

Belimden tutup beni çevirdi. Domaltıp arkama geçti, sikini arkadan bir hamlede dibine kadar amıma soktu. Bir çığlık attım can havliyle… O yirmibeş santimlik yarak köküne kadar girmişti amcığıma… Gidip gelmeye başladı arkamda… Kasıkları göt yanaklarıma çarpıp duruyor, beni bitiriyordu. Hatice de gelip önüme yattı ve

“Hadi yenge, amımı yala!” dedi. Şaşırdım.

“Ben am yalamam!” dedim. Suratıma bir tokat patlatıp,

“Orospu, ne demek yalamam? Kocama kendini siktiriyorsun bir güzel, benim canım yok mu? Yala şu amımı! Yoksa söylerim kocama, piç gibi yaraksız, sikilmeden ortada bırakır seni…” deyip saçlarımı tuttu amını ağzıma yapıştırdı…

Hayatımda ilk olarak am yalıyordum. Biraz yaladıktan sonra am yalamak benim de hoşuma gitti. En büyük zevklerimden biriydi amımı yalatmak… Bayılıyordum amımın yalanmasına… Am nasıl yalanır iyi biliyordum, Haticenin amını yalarken parmaklarımı da amına sokmaya başladım.

Önce parmaklarımı, sonra elimi olduğu gibi amına soktum. Ellerim büyük değil… Zaten her gün Halit’in kol gibi yarağını yiyen kadının amı narin elimi bileğime kadar amına alabilmişti. Sürekli sokup çıkarıyordum. Üçümüz de zevkten inliyorduk. Ne kadar sikildim bilmiyorum, kaç kere orgazm oldum saymadım. Halit böğürerek içime boşaldı. Sonra yan tarafa yatıp beni yanına çekerek,

“Nasıldı?” diye sordu. Sadece,

“Şahaneydi!” diyebildim.

O hafta sonu Halit hem Hatice’yi hem de beni evire çevire sikti. Pazartesi günü miras işlemlerini yaptık. Bütün resmi işlemlerin bitmesine rağmen kocama daha işlerin sürdüğünü söyleyip, bir hafta daha orda kaldım ve Halit’in kocaman yarağını yedim…
Şimdi yine memlekete gitmenin, Halit’e kendimi siktirmenin hesaplarını yapıp duruyorum. Çünkü artık kocamın siki beni tatmin etmiyor, amım kol gibi yarak istiyor.

Dediği doğru çıktı Halit’in… Benim yarağımı yiyen kadın başka yarak aramaz, hayal kırıklığına uğrar demişti. Gerçekten de hayal kırıklığı içindeyim. Öyle arıyorum ki onun yarağını… Bana verdiği zevkleri… Beni bulutların üzerine uçurmasını…